Türk askerleri Batı ve Kuzey Kürdistan arsındaki sınırda tam bir cezasızlık içerisinde suç işlemeye devam ediyor.  Her onlarca kişiyi yargısız infaz eden askerler, bu kez ovada hayvanlarını otlatan Rojavalı iki çobanı vurdu.

Sınırdan kaçak geçtikleri veya kaçakçılık yaptıkları iddiasıyla onlarca kişiyi katleden Türk askerleri, Rojavalıları bu kez kendi toprakları içerisinde çobanlık yaparken hedef aldı.

15 Eylül günü saat 23:30 sıralarında Afrin’in Reco nahiyesine bağlı Şadiye ovasında hayvanlarını otlatan 25 yaşlarındaki Sorkê köyü sakini Haydar Osman ile 23 yaşlarındaki Konreş köyünden Celal Muhammed adlı çobanlar yaylım ateşine tutuldu.

Osman ve Muhammed, hayvan otlatma sırasını kendilerinden sonra gelen çobanlara devre ederek evlerine dönerken, askerlerin saldırısına maruz kaldı. Her iki çoban da bacaklarından yaralandı. Yaralılar Afrin’deki Avrin Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

Yaklaşık beş aydır bölgede hayvanlarını otlattıklarını anlatan Haydar Osman, şimdiye kadar sınıra yaklaştıklarında üzerlerinden geçecek şekilde mermi sıkıldığını ancak bu kez sınırdan uzak durmalarına rağmen doğrudan hedef alındıklarını söyledi.

Osman,  “Eskiden insanlarımızı sınırı geçerken vurduk diyorlardı. Peki şimdi buna ne diyecekler? Bizi topraklarımızın içinde hayvanlarımızı otlatırken Hassaya bağlı Aktepe karakolu askerleri vurdu” dedi. Osman, kendilerinden başka onlarca çobanın alanda olduğunu söyledi.

Önceleri sınırın sıfır noktasına giderek askerlerle sohbet bile ettiklerine ifade eden Osman ancak devrimden sonra askerlerin çoban-kaçakçı demeden Rojavalı herkesi hedef almaya başladığını belirtti.

Alanda kendileri gibi onlarca çoban olduğunu söyleyen Osman, geçimlerini sağlamak için aynı ovada onlarca ailenin bostan ektiğine de dikkat çekti. Osman, bugün kendilerini vuran askerlerin yarın aynı ovada bostanlarını sulamak için gece hareket eden insanları da hedef alabileceği endişesini dile getirdi.

Bacağından yaralan Celal Muhammed, Türkiye’nin Rojavalıları düşman olarak gördüğü için kendilerine saldırdığını düşünüyor.

Muhammed askerlerin ateşi sonucu yaralanma olayını şöyle anlattı: “Geçimimizi hayvancılık yaparak sağlıyoruz. Hayvancılık yaptığımız içinde nerede güzel bir otlak ve mera var biliyoruz. Askerlerin bizi vurdukları Şadiye ovasını kendimi bildim bileli hayvanlarımızı otlatmak için kullanıyoruz. Bu yıl yine bizim alanda otlar kuruyunca buradaki otlakta hayvanlarımızı otlatmak için geldi. Kaç kere askerler burayı terk etmemiz için üzerimizden geçecek şekilde mermi sıktılar. Korkup hayvanlarımızı alıp gitmek için. Ama burası bizim topraklarımız ve her yıl geldiğimiz bir yerdir. Belki askerler bilmez ama komutanları çok iyi biliyor. Bu akşam yine hava kararana kadar hayvanlarımızı otlattık. Hava kararınca askerler bizi vurur diye hayvanlarımızı hava aydınlanıncaya kadar yatacakları ağıla götürdük. Otlatma görevi bizden devir almak için gelen kardeşime teslim ettim. Bir çay yapıp içtik. Sonra arkadaşımla evlerimize gitmek için sürünün yanından ayrıldık. Sürüden biraz uzaklaşınca bizi yaylım ateşine tuttular. Radyolardan dinliyoruz çetelerin sınırlardan geçtiğini, onlara sınırlardan silah götürüldüğünü, askerlerin buna sesi çıkarmadığını. Çetelere, topraklarımıza saldırmak için gelen çetelere seslerini çıkarmıyorlar. Ama bizim gibi fukara insanları toprakları üzerinde vuruyorlar.”

Bu iki çobanla birlikte son on gün içinde Şera ile Reco nahiyelerine bağlı köylerden Kuzey Kürdistan’a geçmek isterken askerler tarafından vurulan Rojavalı sayısı 7’ye yükseldi. Bunlardan biri hayatını kaybederken, birinin de kolu koptu.